Bitcoin, altının dijital bir kopyası gibi görünebilir. Buna modern dünyadaki veya siber ortamdaki altın standardı bile denebilir. Winklevoss ikizlerinin tabiriyle “Altın 2.0”. Bitcoin’in hedefi ve yapmaya çalıştığı doğru olabilir ancak doğru yolda mı ilerliyor buna bir bakalım.
Son dönemde altının değer kaybetmesiyle ve dijital para yatırımlarının artmasıyla Bitcoin’ler ilk değerini yaklaşık üçe katladı. Uzun vadede bakıldığında Bitcoin yatırımlarına artan ilgiyle beraber yükseliş gösteriyor ancak altına kıyasla küçük bir pazar olduğu bir gerçek. Peki, bu Pazar ne kadar güvenilir? Altının yerini alabilir mi?
Bitcoin de ayni altın çıkarmak gibi… Var olması için kazıp ortaya çıkarılması gerekiyor. Altın çıkarmanın nasıl bir masrafı varsa “mining” işleminin de belirli bir masrafı var ve bunun için hem bir enerji harcanıyor hem de bolca vakit gerektiriyor.
Altın gibi Bitcoin’in de bir çıkarılma limiti var. Bu limit 21 milyon ve şu anda 11 milyondan biraz daha fazlası dolaşımda. Ayrıca altın nasıl bölünebiliyorsa(1 ons, yarım ons…) 1 Bitcoin de 0,00000001 btc’ye kadar küçültülebilir. Toplam değeri 1 BTC etse de bir sürü parçalara ayrılabilir.
Altının tersine Bitcoin’ler istendiği zaman internet üzerinden gönderilebiliyor. Altında bunu yapmak mümkün değil. Bitcoin’lerinizi ise tek bir tuşla dünyanın öbür ucundaki birine gönderebilmeniz mümkün.
Altının varlığından söz edilebilir ancak Bitcoin’ler siber ortamda var olmuşlardır. Altını depolamak gerekir hatta bazı durumlarda bunun için paraya bile ihtiyaç duyulur. Bitcoin için ise kişiler, internette oluşturdukları sanal cüzdanlarda Bitcoin’lerini saklarlar ve bu cüzdanlar aracılığıyla işlem yapabilirler.
Bitcoin, altının bütün özelliklerini taşıyor; hatta birtakım özelliklerini düzeltiyor gibi bile görünebilir. Altının geriye kalan tek ve en önemli özelliği hariç… Altının altın olduğu için sahip olduğu “gerçek değer”. Bitcoin’in böyle bir değeri yok.
Altının yüzyıllardan beri emtia olarak bir değeri var ve herkes tarafından talep edilen bir lüks mal. Altınla hizmet veya mal satın alınabilir çünkü o kişinin altına ihtiyacı yoksa bile ihtiyacı olan birileri kesin vardır. Bitcoin, altını çekici yapan bu bahsettiğimiz gerçek değer dışındaki her özelliğini taşıyor. Bitcoin’i insanlar talep ediyor çünkü birileri de başka bir yerde talep ediyor. Altın ise yıllardır kendine ait eşsiz bir değeri olduğu için arzulanıyor.
Şimdi çok eskilerden günümüze kadar gelerek Bitcoin’in hangi noktada olduğuna bakalım. 17. yy’da kuyumcu olan Goldsmith’ler kasa yaptırıp altın külçeleri orada saklarlardı ve bunların karşılığında Goldsmith kağıdı(Goldsmith’s notes) adı verilen hamiline yazılı bir kâğıt verirlerdi. Kişi, ihtiyaç duyduğu mal veya hizmeti isterse bununla alabilirdi ve bu kâğıt, para birimi gibi piyasada dönebilirdi. 1913 yılında, FED kurulmadan önce, özel bankalar altın depolayarak kendi banknotlarını kullanırlardı. Bu para altın tarafından desteklenirdi. Eğer kâğıt paralar altın tarafından desteklenmeseydi tabii ki kimse bir değeri olmayan kâğıt paraları kullanmazdı. Buna meşru para(legitimate currency) sistemi adı verildi. 1971’de “Nixon Şoku” olarak bilinen ABD Başkanı Richard Nixon’un Amerikan Dolarının altın karşılığını kaldırmasıyla birlikte bu karşılık sistemi ortadan kalkmıştır. Bu şekilde itibari para(fiat currency) sistemine geçilmiştir ve hala bu sistem kullanılmaktadır.
Bitcoin’lerin de arkasında bir şey yok o zaman sorun yok gibi düşünülebilir mi? Maalesef hayır. Bu o kadar basit değil. Ben, TL kullanmak istemesem bile devlet vergileri yalnızca TL cinsinden ödemeyi kabul ettiği için o paraya ihtiyacım var. Eğer ben hapse girmek gibi bir bedel ödemek istemiyorsam bu vergileri ödemek zorundayım. Altın gibi olmasa da bu da paranın bir değeri olduğunu gösterir.
İlk olarak, Bitcoin’e para gibi davranılamaz. Bitcoin’in değerini tahmin etmeyi bırakın ilerde var olup olmayacağı bile tartışmalı. Özellikle kara paraya altyapı oluşturduğu gerekçesiyle ciddi biçimde eleştiriliyor. Yakında bu tür işlemler yasa dışı bile ilan edilebilir. Çin Merkez Bankası 5 Aralık günü Bitcoin’in ticari kurumlar tarafından kullanılmasını yasakladı. İkincisi, biri çıkıp da daha çekici olan yeni bir dijital para birimi bulursa herkes ona yönelirse ne olacak? Örneğin Litecoin. Bitcoin ile hemen hemen aynı görevi gören başka bir dijital para birimi. Birden bire herkes Litecoin talep etmeye başlarsa Bitcoin’in kaybedeceği değeri hayal bile edemiyorum veya tam tersi… Üçüncüsü, çoğu Bitcoin daha en baştan çok çok düşük fiyatlardan toplandı veya madenciler tarafından çıkarıldı. Şu anda insanlar Bitcoin alıyor çünkü fiyatın yükseleceğini düşünüyorlar. Fiyatın ne kadar yükseleceği bilinemez. Belki en tepeye ulaştı bile belki de bunun da iki katına çıkacak. Tek bir gerçek var o da fiyatın dip seviyesinin bu olmadığı. Çoğu insan altının düşünden sonra Bitcoin’in yükselişine kanarak ona yöneldi ve artan talep fiyatları daha da yükseltti. Bitcoin’leri olanlar bu durumu değerlendirerek daha da yükseleceğini düşünse de aslında bu hızlı yükseliş bir balon oluştuğunun kanıtıdır. Finans tarihinde bu duruma benzeyen balonlar; Hollanda’daki Lale çılgınlığı, Fransa’daki Mississippi balonu, Amerika’daki Enron ve Mortgage balonlarıdır. Bir noktada bu balon patlayacak ve piyasanın psikolojisi değişecek. Bunun sonucunda fiyatlar aşağı doğru hareket etmeye başlayacak. İşte o zaman elinde yüzlerce, binlerce Bitcoin bulunduranlar çok büyük hüsrana uğrayacak. Bunun en güzel örneği de 1 Aralık Pazar günü Bitcoin’in 300$’dan daha fazla değer kaybetmesiyle yaşandı.
Altının gerçek bir değeri olduğu kesin Bitcoin’ler altının çoğu özelliğini kopyalasa da en önemlilerinden “gerçek değer” özelliğini alamadığı sürece problem yaşayacak. Evet, yatırımcılar için güvenli liman olan altının yılbaşından bu yana %25 değer kaybettiği gerçeği de göz önüne alınırsa uzun vadede aşağı yönlü trendi deflasyon kaygısıyla beraber devam ediyor ve Bitcoin de kısa vadede kazandırmaya devam ediyor. Ancak ünlü ekonomist Marc Faber’in de dediği gibi uzun vadede Bitcoin yatırımcıları hüsrana uğrayacak gibi gözüküyor. Uzun lafın kısası; bitcoin dört senedir, altın ise dört yüzyıldır var. Sizce hangisi daha güvenilir?