Greg Smith, üniversiteden mezun olur olmaz dünyanın en büyük yatırım şirketlerinden Goldman Sachs ‘te işe başlamıştır. 19. yy.’lara kadar dayanan kurum kültürüyle yoğunlaşmış, müşterilerine para kazandırmaya çalışan ve işini etik kurallarına uygun olarak yapan bir yatırım danışmanıdır. Fakat bir süre sonra şirkette farklı şeyler olur ve şirketin kültürü değişir. Önceden başarının anahtarı olan değerler ayaklar altına alınmış ve önemli olan şey para kazandırabilen kişiler olmuş, müşteriler yolunacak kaz gibi görülmeye başlamıştır. Bunun üzerine aslında bir bakıma istifa mektubu niteliği taşıyan bir yazıyı new york times gazetesinde yayınlatır. Ve bir süre sonra da konu ile ilgili bir kitap yazar.
New York Times’daki yazısında şöyle der Greg Smith,
Bugün, Goldman Sachs’taki son günüm. Firmada geçen neredeyse 12 yılın ardından – önce Stanford’da öğrenciyken bir yaz stajyeri olarak, ardından New York’ta 10 yıl boyunca – burada kültürünün, insanlarının ve kimliğinin yörüngesini anlamak için yeterince uzun çalıştığıma inanıyorum. Ve dürüstçe söyleyebilirim ki, şu anda ortam daha önce görmediğim kadar zehirli ve yıkıcı.
Meseleyi en basit kavramlarla ortaya koymak gerekirse, müşterinin çıkarları, firmanın para kazanmasının yanında tali kalmaya devam ediyor. Goldman Sachs dünyanın en büyük ve en önemli yatırım bankalarından biri ve bu şekilde davranmaya devam edebilmek için küresel finansla fazla iç içe. Firma, üniversiteyi bitirir bitirmez katılmış olduğum noktadan o kadar uzak bir yöne evrildi ki, artık kendimi onun değerleriyle vicdanım rahat bir şekilde tanımlayamıyorum.
Sözlerim kuşkucu kamuoyuna şaşırtıcı gelebilir ama kültür Goldman Sachs’ın başarısının daima hayati bir parçası olmuştur. Ekip çalışması, dürüstlük, tevazu ve müşterilerimiz için daima doğru olanı yapma etrafında dönüyordu. Kültür onu büyük yapan gizli sostu ve bize 143 yıldır müşterilerimizin güvenini kazandıran şeydi. Mesele sadece para kazanmak değildi; bu tek başına bir firmayı bu kadar uzun süre ayakta tutamazdı. Gururla ve kuruma inanmakla ilgili bir şeydi. Üzülerek söylüyorum ki, bugün geriye dönüp baktığımda, bu firma için yıllar boyu severek çalışmama sebep olan kültürün neredeyse hiç izini göremiyorum. Artık ne gururum ne de inancım kaldı.
Ama hep böyle değildi. On yıldan uzun bir süre boyunca, adayları zorlayıcı görüşme süreçlerim üzerinden işe aldım ve onlara danışmanlık yaptım. Dünya üzerinde ziyaret ettiğimiz her kampusta oynatılan işe alım videomuzda görünmek üzere seçilen 10 kişiden biriydim (30 binin üzerinde çalışanı olan bir firmada). 2006’da, New York’ta binlerce başvuran arasından elemeyi geçen 80 üniversite öğrencisi için düzenlenen satış ve alım satımda yaz stajı programını yönettim.
Öğrencilerin gözlerinin içine bakıp ne kadar harika bir yerde çalıştığımı artık söyleyemediğimi fark ettiğimde ayrılmam gerektiğini anladım.
Goldman Sachs’ın tarihi ile ilgili kitaplar yazıldığında, mevcut icra başkanı Lloyd C. Blankfein ve başkan Gary D. Cohn, firmanın kültürünü kaybeden insanlar olarak anılacaklar. Şuna gerçekten inanıyorum ki firmanın ahlaki dokusundaki bu düşüş uzun süredir ayakta kalabilmiş olması karşısında en ciddi tehdidi oluşturuyor.
Kariyerim boyunca, gezegendeki en büyük iki koruma fonuna, ABD’deki en büyük varlık yöneticilerinden beşine ve Ortadoğu ve Asya’daki en etkili devlet fonlarının üçüne danışmanlık yapma ayrıcalığına sahip oldum. Müşterilerim, bir trilyon dolardan fazla bir toplam varlık bazına sahipler. Bu firma için daha az para anlamına gelse bile, müşterilerime onlar için doğru olduğuna inandığım şeyleri yapmalarını tavsiye etmekten daima büyük bir onur duydum. Bu bakış açısı, Goldman Sachs’ta giderek daha az popüler hale geliyor. Ayrılma vaktinin geldiğinin bir başka işareti.
Buraya nasıl geldik? Firma liderlik konusundaki görüşünü değiştirdi. Liderlik fikirlerle, örnek olmakla ve doğru şeyi yapmakla ilgiliydi. Bugünse, firma için yeterince para kazanıyorsanız, etkili bir pozisyona terfi edersiniz.
Lider olmanın üç hızlı yolu nedir? a) Firmanın “ekseninde” iş yapmak, yani müşterileri çok fazla potansiyel kara sahip olmadığı görüldüğü için kurtulmaya çalıştığımız hisselere veya başka ürünlere yatırım yapmaya ikna etmek için Goldman-konuşması. b) “Filleri Avlamak.” Türkçesi: Müşterilerinizi – bunlardan bazıları bilgilidir, bazıları ise değil – Goldman için en fazla kar getirecek şeylere yatırım yaptırtmak. Bana eski kafalı diyebilirsiniz ama müşterilerime onlar için yanlış olan bir ürün satmayı sevmiyorum. c) Kendinizi işinizin, üç harfli bir kısaltmaya sahip, kolayca paraya dönüştürülemeyen, donuk herhangi bir ürünü alıp satmak olduğu bir koltukta bulmak.
Bugün, bu liderlerin birçoğu Goldman Sachs kültürünü tam olarak yüzde sıfır oranında sergiliyorlar. Müşterilere nasıl yardımcı olabileceğimiz konusunda soru sormaya bir dakikanın bile ayrılmadığı türev satış toplantılarına katılıyorum. İş tamamen onlardan en fazla ne kadar para kazanabileceğimizle ilgili. Mars’tan gelen bir uzaylı olsanız ve bu toplantılardan birine katılsanız, müşterinin başarısının veya ilerlemesinin düşünce sürecinin bir parçası olmadığına inanırsınız.
İnsanların müşterilerini soymaktan bu kadar açıkça bahsediyor olmaları beni hasta ediyor. Son 12 ayda, kendi müşterilerinden “kukla” olarak bahseden beş farklı idari müdür gördüm, bunların bazıları dahili epostalardaydı. S.E.C., Fabulous Fab, Abacus, God’s work, Carl Levin,Vampire Squids’ten sonra bile mi? Hiç tevazu yok mu? Hadi ama. Dürüstlük? Aşınmakta. Yasadışı davranışlar konusunda bir bilgim yok ama insanlar sınırları zorlayıp müşterilere bunlar en basit yatırımlar veya müşterinin hedefleri ile en doğrudan uyuma sahip olanlar olmasalar bile kazançlı ve komplike ürünler sunmayacaklar mı? Kesinlikle. Aslında her gün.
Küçük üst yönetimin temel bir gerçeği nasıl algıladığı beni afallatıyor: Müşteri sana güvenmiyorsa sonunda seninle iş yapmayı bırakır. Ne kadar akıllı olduğunun bir önemi yok.
Bugünlerde, genç analistlerin türevler hakkında bana en çok sorduğu soru, “Müşteriden ne kadar para kazandık?” Ne zaman duysam rahatsız oluyorum çünkü bu, nasıl davranmaları gerektiği konusunda liderlerini gözlemlediklerinin net bir yansıması. 10 yıl sonrasına bir bakalım: Köşede sessizce oturup “kuklalar”, “donuna kadar soymak” ve “ödeme almak” şeklindeki muhabbetleri dinleyen genç analistlerin örnek vatandaşa dönüşmeyeceğini kestirmek için roket mühendisi olmak gerekmiyor.
Bir yıllık bir analistken, tuvaletin nerede olduğunu veya ayakkabı bağcıklarımı bağlamayı bilmiyordum. Bana işe alışmam, bir türevin ne olduğunu öğrenmem, finansı anlamam, müşterilerimizi ve onları neyin motive ettiğini tanımam, başarıyı nasıl tanımladıklarını ve oraya ulaşmalarına yardımcı olmak için ne yapabileceğimizi öğrenmem öğretilmişti.
Hayatımda en gurur duyduğum anlar – Güney Afrika’dan Stanford Üniversitesi’ne gidebilmek için tam burs almak, Rhodes Bursu ulusal finalisti olarak seçilmek, Yahudi Olimpiyatları olarak bilinen İsrail’deki Maccabiah Oyunları’nda masa tenisinde bronz madalya kazanmak – hep kestirme olmadan, çok çalışılarak elde edilmiş olanlardır. Goldman Sachs bugün başarıdan çok kestirme yollarla ilgili olmaya başladı. Artık bana doğru gelmiyor.
Bunun yönetim kurulu için bir uyanış çağrısı olmasını umuyorum. Müşteriyi tekrar işinizin odak noktası haline getirin. Müşteriler olmadan para kazanamazsınız. Aslında, var olamazsınız da. Ahlaken çökmüş insanları, firma için ne kadar para kazandırıyor olmalarına aldırmadan ayıklayın. Ve kültürü tekrar yoluna koyun, böylelikle insanlar burada doğru sebeplerle çalışmak istesinler. Sadece para kazanmaya önem veren insanlar bu firmayı çok fazla ayakta tutamaz – veya müşterilerinin güvenini koruyamaz.